görünümler 23,418
"Sözüm kalbime geçmiyor Emir. Orası öyle kırık ki sana karşı, o parçaları bantlamak işe yarar mı bilemiyorum..."
Konuşurken yüreğine koyduğu elini sevdiği adam usulca alıp, kendi alev alev yanan göğsüne bastırıyordu. Emir'in bu hareketi Dilara'yı afallatırken, eğdiği başını kaldırıp kocasının göğsündeki ellerine harelerini çıkarıyordu genç kadın. Öyle hızlı atıyordu ki parmaklarının altındaki kalp, adamın başka bir şey demesine gerek yoktu sanki. İçindeki çağlayanlar artık zapt olunmaz bir hal almışken de itiraz cümleleri buhar olup havaya karışmıştı böylece.
"Sadece senin için böyle çarpıyor bu yürek Aişe'm."
Genç adam cümlesinin arasına kısa bir es verirken, boşta kalan diğer eliyle Dilara'sının gamzeli çenesini kavrıyordu usulca. Dokunmakla dokunmamak arası bir tutuştu sanki bu. Baş ve işaret parmağı kadınının teninde aheste aheste hareket ederken devam ediyordu yeniden konuşmasına.
"Yeniden, aşık olduğum o harelerini parlatana dek durmayacağım, o narin yüreğin beni bir gün muhakkak affedecek. Kolay olmayacak biliyorum lakin sen de şunu bil güzelim; ben zoru daha çok severim."
Sessiz ve bir o kadar da tok ses bütün odada yankı bulmuştu sanki. Adamın sözcükleri yüreğini yel değirmenine çevirirken, kocasının her rüzgarında aciz kalan ruhuna sitem etmek istiyordu genç kadın. Lakin o bakışları... Adamın o İçine işlemek istercesine, alıp başka diyarlara götürmek istercesine bakan gözleri yok muydu? Bütün sitemkârlığını duvarlara çarpa çarpa dağıtıyordu sanki.
Ben sana ne ara bu kadar aşık oldum Emir?