00:00

Çocukluğundan itibaren Cem Yılmaz filmleri ve mizahı ile büyümüş bir birey olarak izledim Erşan kuneri yi ve beğenen tarafta değilim. En başta şunu söylemek istiyorum ki : Cem Yılmaz önceden düşünce olarak ve mizah olarak gençti eleştiriyor, laf vuruyor, kızıyor ve hatta yeri geldiği zaman sebebiyle beraber neden böyle olduğunu kendi diliyle ve mizahın diliyle anlatıyordu, bize zeki olduğumuzu bilerek yaklaşıyor ve ona göre mizahını üretiyordu. Bizde her seferinde aynı zamanda kendi tabiriyle '' ulan adam bize her gün yaşadığımız şeyleri anlatıyor aslında haa'' diyorduk. Ama şimdi Cem Yılmaz artık yaşlı ve mizahı da yaşlı, bizim zeki değil kendisinin zeki olduğunu ve bizim anlayamayacağımızı ancak ve ancak kendisinin anlatabileceğini düşünüyor.

Ayak İşleri (Gain'de) de konuşsanız çok iyi olur. Caner Özyurtlu ve Volkan Öge yazıyor, Caner Özyurtlu yönetiyor, başrollerde de Çağlar Çorumlu ve Güven Murat Akpınar oynuyor. Ben çok başarılı buldum. Gibi ve Ayak İşleri'nin bir arada konuşacağınız bir bölüm olabilir mesela. Ne dersiniz?

Absürt, zamanında gülünç gelen şeyler üzerinden yapılan mizahta aklıma Cahit Kaşıkçılar (Sarı Bıyık) geliyor. Abimiz özellikle sosyal medyaya girdiğinden beri habire Gerçek Kesit'teki o karakterleri yeniden canlandırıyor ama biz onlara daha öncesinde ve kasıtlı şekilde yapılmadığı için gülüyorduk. Güldürmek için yapılınca etkisini kaybediyor bence.

42:04

Cem yılmaz daha kısa işlere geçmesi beni çok mutlu etti. Böylece içeriklere ulaşmamız için yıllar beklmemiz gerekmiyor.

Abi o kadar iyi cümleler söylüyorsun ki bazı durumları çok iyi tanımlıyor

Erşan kuneri ile ilgili şuana kadar yapılmış en kibar en yapıcı en düzeyli en anlaşılır eleştiri videosuydu teşekkürler

Video youtube trentlerine girmiş çok sevindim. kürdistan, bi suriyelinin videosu ve arapça ne olduğunu anlamadığım bir videodan hemen sonra yer alması gurur verici. türkçe içeriklerin de trentlerde olması gerekli zaten. hep arap hep suri olmaz.

Erşan kuneri hakkında yapılan yorumlar ve cem yılmaz ile ilgili tespitler çok yerinde. Ben goradaki erşan kuneriyi görürüm diye beklerken kafası karışık biraz depresif arada kalmış bir karakter gördüm. Dizi ilk bölümlerdeki erşanın gördüğü kabustaki gibi erşanın eski zorno kariyeri üzerinden gitseydi komik olabilirdi belki

Memleketteyken abone olamadığım için hep yayın tekrarını yıllarca izlerdim. Buraya geldim abone oldum ama tekrardan izlemek bağımlılık yapıyor. Cs için fark etmiyor tabii de :) yine de prime time da denk gelemiyoruz yoğunluktan. Eskiden saat farkından dı şimdi de istanbulun yoğunluğundan

Anime içeriğine sevindim merakla bekliyoruz. İki bin yirmide sana attığım hikayemin üstüne katarak ve biçim değiştirerek çizgi romana çevirdim kısmetse benimki de kasım ayının sonuna doğru çıkıyor taslak yazısındaki kötü Türkçeye sizi maruz bıraktığım için özür babında zamanı geldiğinde hediye olarak göndermek isterim

Yiğitcanı görmek bazılarımız için eminim ki çok duygu yüklü oluyor. Şu an üniversite sondayım lise 2de yiğitcanlı geekyapar izleyediğimi hatırlıyorum tam her şey kıvamındayken bir anda gitmişti. Damağımızda kalmış bir tat, bizden koparılmış ama bu hiç alıştırmadan yapılan bir eski sevgili gibi Yiğitcan. O günlere o7 Yiğitcan abiye sevgiler saygılar

Erşan karşı yorumları;

Senaryo doktoru konusunda çok haklısın. Kendisi bir röportajda demişti. Yazarken bazı diyalogları gruba atıyorum diye. Ezgi mola kendi repliklerine bir şeyler ekliyormuş vs. Senaryonun tümünde bir akıla ihtiyaç var. Mesela feyyaz yiğit çok yaratıcı bir adam. Ama düşünceleri çok dağınık. Feyyaz'ın başarıya ulaşmasındaki en büyük etkenlerden biri aziz kedi'yle çalışması. Aziz kedi kendi söylemişti, slogana dönen o yaratıcı cümlelerin çoğu feyyaz'ın işi diye. Şunları birleştirecez, şu zamana kadar şunları bitirecez diye de söylüyormuş feyyaz'a. Yani aziz'in toparlaması ile eli yüzü düzgün şeyler izliyoruz. Cem yılmaz da böyle farklı bir göze, zihne ihtiyacı olduğunu kabul etmeli.

Erşan Kuneri bana çok ilginç geldi, akışı olan bir dizi ya da sitcom nezninin dışında, etkinlik gibi, kutu oyunu gibi bir aktivite malzemesi gibi. Hem eleştrienlere, hem yorumlara bakıyorum, herkes başka bir yanından tutmuş. Mesela Cs 'Kötü Mal' bölümünü hiç sevmemiş yorumlarda bir arkadaş da çok gülmüş. Bu bana çok ilginç geldi, çünkü diziden filmden ziyade büfe gibi, herkes için bir şeyler olan bi menü gibi.

Hocam play station konuşurken bir Halo konusu geçirdiniz aklıma geldi. Bu halo dizisi hakkında tam bir yorumunuzu merak ediyorum. Ben dün izledim, ilk bölüm muhteşemdi, ama sonrasında tabi Marvel dizileri gibi biraz saldı kendini, finali de çok beğenmedim ama potansiyel vaad eden bir dizi aslında. Ben dizideki makee karakterine aşık oldum. Soğuk, uyumsuz ve kısa saçlı minyon kadın görünce benim bütün beyin fonksiyonları eror veriyor:))

Katıldığım, karılmadığım görüşler var. Ancak en güzel başarı dediklerini kabul ettirmek değil insanın kafasında soru işareti oluşturmak katkıda bulunmak. CS ne demiş siye bir bakayım ihtiyacını bana hissettirdiğin için başarılı buluyorum seni. Sevgiler, selamlar, başarılar.

Harika bir eleştiri olmuş gene, tebrik ederim.

Cem Yilmaz'i lise yillarimda standup sakalarini ezberden soyleyebilecek kadar severdim. Ayni seneler okulda cinsel yonelimim nedeniyle surekli zorbaliga da maruz kalirdim. Aradan 12 sene gecti, keyifli gunlerin hatrina dizisini izleyeyim diyorum, adam 12 sene onceki lise zorbalarimla ayni seviyede gey sakasi yapiyor. Insana artik dokunmuyor bile cunku 2000ler homofobisi mi kaldi artik ki mizahi kalsin allah askina... Utandim sadece izlerken.